Saba sorularımızı cevapladı

Bu yıl Danimarka’yı Eurovision’da “Sand” adlı şarkısıyla temsil edecek olan Saba ile bir röportaj gerçekleştirdik. Saba merak ettiğimiz soruları yanıtladı.
-Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Batı Jutland kasabası Ringkøbing’de doğdum ve büyüdüm, tek yumurta ikizi kız kardeşimle sevgi dolu bir aileyi paylaşıyorum, ikimiz de Etiyopya’dan henüz 8 aylık bebek olarak evlat edinildik. Müzik dünyasına girmeden önce model, fotoğrafçı ve girişimci olarak çalıştım. Danimarka’yı Eurovision’da temsil eden ilk siyahi, queer kadın şarkıcıyım ve bu beni gururlandırıyor.
-Çok genç yaşta futbol oynadınız, modellik yaptınız, marka kurdunuz, oyunculuk yaptınız. Sizi müziğe yönlendiren neydi ve müziğe olan ilginiz nasıl başladı?
Müziği ve şarkı söylemeyi her zaman sevdim. Ancak 2023 yılında şarkıcı olan ikiz kardeşim Andrea’dan “HAIR” müzikalinde başrolü devralarak müzik dünyasına daha merkezi bir şekilde girme fırsatı buldum.
-Dansk Melodi Grand Prix’ye katılmaya nasıl karar verdiniz? Bize bu süreçten biraz bahseder misiniz?
Benim için başlangıç noktası Danimarka’yı Eurovision’da ilk siyahi, queer kadın şarkıcı olarak temsil etmek istememdi. Bunu bir istatistiği değiştirmek ve müzik festivaline daha fazla çeşitlilik getirmek için bir fırsat olarak gördüm. Ek olarak, yaratıcı olarak kendime meydan okumak beni motive ediyor ve « Hair » müzikalinde şarkıcı olarak ilk çıkışımdan sonra müziği daha geniş bir boyuta taşımak istedim.
-Bize biraz « Sand » şarkınızdan bahseder misiniz? Hikayesi nedir?
Şarkı hayat üzerindeki kontrolü kaybetme hissini konu alıyor. Bir ilişkinin dağılması ya da hayatın başka bir önemli yönünün herhangi bir kontrol olmaksızın aniden ortadan kaybolması hakkında. Birçoğunun kontrolü kaybetme duygusuyla ilişki kurabileceğine inanıyorum; bazen olaylar etrafınızda hiçbir etki olmadan meydana gelir.
-Dansk Melodi Grand Prix’deki performansınız oldukça güçlü ve başarılıydı. Eurovision’da da aynı performansı bekleyebilir miyiz, yoksa değişiklikler olacak mı?
Danimarka’da yaptığımız ve gerçekten işe yaradığını düşündüğümüz şeylerin çoğunu tekrar edeceğiz. Ancak elbette büyük sahnenin getirdiği fırsatları kullanarak çeşitli alanlarda optimizasyon yapacağız. Yine de basit, güçlü ve sahnede sadece ben olacağım.

-Eurovision sizin için ne ifade ediyor?
Bana göre Eurovision insanları uluslararası müzik etrafında bir araya getiren kapsayıcı ve çeşitlilikli bir platform.
-Eurovision’a nasıl hazırlanıyorsunuz?
Dansk Melodi Grand Prix’yi kazanmak, sadece kişisel olarak benim için değil, aynı zamanda beni yansıtan ve hikayemi paylaşan insanlar için de büyük bir zafer. Önümüzdeki birkaç hafta boyunca Avrupa’da birçok partiye katılacağım ve burada diğer katılımcılarla da tanışacağım. Ve elbette biz de prova yapıyoruz ve yarışmaya hazırlanıyoruz.
-Bu yılın şarkılarını dinlediniz mi? Favorileriniz var mı?
Çok güzel şarkıların olduğunu düşünüyorum. Özellikle Fransa, İtalya ve Belçika. Ama eğer birini seçmem gerekiyorsa, bence şu anda Mustii’nin « Before the Party’s Over » şarkısı favorim.
-Son olarak takipçilerimize bir mesajınız var mı?
Desteğiniz için teşekkür ederim Umarım 9 Mayıs’taki performansımı beğenirsiniz.
Photo: William Green